MADEM ÖYLE, İŞTE BÖYLE
Popülariteden ziyade ıçerığe önem verildiğini görmek-yaşamak, İstanbul’dan kaçtıktan sonra; Bodrum, Turgutreis’te olmak yıllar sonra rahatlatıcıydı. Buradaki ilk yılımızda 31 teknenın kayıt vermesi emeği geçenleri cesaretlendirdi. Yıl sonuna yaklaşılmasına karşın hepsi bir dünya markası olan sponsorlarımızın ve ev sahibi D-Marin’in olmazsa olmaz desteği gururumuz oldu. İşte; ‘Cup’ışalım mı?’nın adı, festivalin tadı böyle çıktı Ege’de.
D-Marin Turgutreis’in ana mendirek ucundayız. ‘Alay sancakları’ ile süslenmiş mekanda başımızın üstünde denizciliğimiz var. Sıcak ışıklandırma kadar, yüreği sıcak sevenlerimiz ile birlikteyiz. Brifingdeki sunum, cup’ışma bilgilendirmesi, ikram sponsorlarımızın takdimleri, aperatifler, hoş bir müzik… Ana mendirek ucundaki Blue Point (mavi nokta) gecenin mavisi ile birleşiyor. Çatalada’nın arkasından her seferinde büyüleyici gün batımı ‘göçmen Ege’de acı saat ayarı veriyor bize.
Brifing sonrasındayız şimdi. Birçok mekana uzak ‘mavi nokta’dan ulaşım ana sponsorumuz Volvo Car Turkey’nin bizlere tahsis ettiği Volvo XC90 ile turbo gidiyoruz. Turgutreis-Çatalada kanalı 270-280˚’den gelen rüzgârla cup’ışmak için ideal. Geleneksel; Naviga kahvaltısında günlük seyirlere katılmak için kayıt yaptıran 31 ekip özenle hazırlanmış cup’ışma kitapçığını alıyor. Tam 26+1 adet alternatifi bol rota bu kıyılarda yıllardır sabit rotalarda yelken bastıranlara ders oluyor. Festival direktörü 44 feet’lik bir katamaranda seyir başlangıç hattını kuruyor. İlk düdük brifingte de ilan edildiği gibi hepimize derin acılar veren şehitlerimiz ve yine hepimizin ağabeyi efsane denizci Sadun Boro için bir dakikalık saygı duruşu için geliyor. Sabah toplantısında Naviga’nın her tekneye dağıttığı pırıl pırıl Türk bayrakları özellikle dalgalanıyor.
Ana mendirek üzerinden konuklarımız toplu seyrin start ve finişini izleyebilecek. Burası kıyıya yakın kurulan parkurlar için mükemmel bir tribün. 1 ila 1,5 metre yükseklikte olan dalga cup’ışma sırasında gücünü 20 knot üstüne çıkaran rüzgârla birleşiyor. Her iki günde iki ayrı sınıfta iki ayrı start yaşanacak. İlk gün; Volvo Car Turkey ve D-Marin Turgutreis grupları 13 millik 9 numaralı rotayı koşarken, Quantum Sails ve B&G grupları ise 12 millik 10 no’lu rotada cup’ışıyor. Geniş tutulan başlangıç hattından sorunsuz ve temiz çıkışlar izleniyor. Botumuz küçük olunca, kıymetli kameralarımızın yıpranacağını dikkate alarak ana mendirek ucundaki ‘mavi nokta’da çalışma kararı alıyoruz. Sektör basınından diğer arkadaşlarımla iyi ki bu kararı almışız diyoruz.
Yıllar sonra da olsa güçlü objektifimle D-Marin Turgutreis ana mendireğinde tekrar fotoğraf çekip not tutmak varmış. Her şey gözünüzün önünde akıp gidiyor.
Bushnell’in berrak görüntü sunan süper dürbünleri sponsorlarımızın doğru yerde olduğunun da kanıtı oluyor. Adalar sanki her zamankinden daha yakın. Coğrafi rotaya yayılmış tekneler kontra seyirlerle berrak havada rahat seçiliyor. Ters ışığa denk gelmesine karşın Swissotel Resort önüne atılmış şamandıra dönüşleri hem otelin iskelesinden hem de ana mendirekten rahatlıkla izlenebiliyor. Uzunmuş gibi görünse de kuvvetli rüzgâraltında koşulan ilk gün cup’ışması (toplu seyri) bir anda son buluyor sanki. Geriye Bodrum’dan unutulmaz fotoğraflar kalıyor. Akşam ise ‘yine gölgen, yine akşam’ ile son buluyor.
İkinci güne çeşidi bol kahvaltı ile başlanıyor D-Marin’de. Rüzgâr yönü aynı olunca sorunsuz kuruluyor seyir başlangıç hattı. Volvo Car Turkey ve D-Marin Turgutreis yine ilk çıkış yapacak gruplar.
13 tekne yine ilk seyir başlangıcını yapacak ve 4 no’lu (17 mil) rotada D-Marin Turgutreis önünden start -Büyük Kiremit Adası iskelede-Çavuş Adası iskelede-Topan Adası iskelede Çatalada sancakta-Tüllüce sancakta- Swissotel Resort önü Volvo şamandırası iskelede ve finiş idi. İkinci grubu oluşturan Quantum Sails ve B&G’de kayıtlı 18 tekne ise mendirek önünden start-Çavuşadası iskelede-Topanadası iskelede-Yassıada iskelede-Küçük Tüllüce Adası iskelede- Tüllüce Adası iskelede-Swissotel Resort önü Volvo şamandırası iskelede ve finiş olarak mükemmel havada koşacaktı.
Karavida; Gümüşlük açıklarında sancak kontra giden üçlü grubun rüzgâraltındaki son teknesiydi. Sancak bordasında Keyif 60 vardı. Üstte ise Ares 2 daha rahat bir balon seyri ile yol alıyordu. Karavida’nın taktiği Keyif 60’ın yüksek armasından etkilenmemek ve onun rüzgârüstüne geçmekti. İlk denemede broşa girdi olmadı. İkincisinde başardı. Bodrum’da ‘ilk senenin acemileri’ değil, bizce ilk senenin ‘cesur yürekleri’ katıldıkları her cup’ışmada önümüzdeki yılın profilinin rengini parlattı.
D-Marin Turgutreis’teki Yacht Club’ın havuz başında gerçekleşen ‘Cup’arty’de bu festivalin ilk armağanları ekiplerin oldu. Katlanır bisiklet çok alkış aldı mesela. Her şey bitti. İşin keyfi kaldı geriye. İşte o anlarda Naviga akustik yer aldı sahnede. Turgay Noyan ve Deniz Noyan hiç prova yapmadan konuklar arasında bulunan Soprano Aslı Güven’e eşlik etti. Marina sınırları içinde bir hoş seda bırakan bu performansta dans edenleri görmek de bizim ödülümüz oldu. Gecenin sürpriz solistiyse bir şarkılık gala (!) ile Tom Jones’a taş çıkartan gazeteci ve eski dost Levent Çelmen’in performansı oldu.
Ayak üstü ‘Cup’ışma
Bir deniz festivaline dönüştüğümüze göre farklı su sporlarını da kucaklamak boynumuzun borcuydu. Ve elbette son yıllarda tüm dünyada en popüler su sporlarından biri haline gelen SUP (Stand Up Paddle) yarışı ve SUP yoga seansı düzenlemek bizim için kaçınılmazdı. Eşi Naomi Altunsoy’la SUP’ı yaşam biçimi haline getiren ve kendi SUP board’larını üreten Hakan Altunsoy’un markası Haute Boards bu yarışta ortağımız oldu. Yarış düzenlemeden önce henüz bu spora yabancı olan katılımcılara kısa bir eğitim vermek gerekiyordu. Eğitim, D-Marin Turgutreis Yacht Club’ın havuzunda gerçekleşti. Dışarıdan öyle görünmese de board’un üzerinde durmak hiç de kolay değildi, dolayısıyla eğitim düşe kalka son derece eğlenceli geçti. Eğitimin hemen ardından, marina içindeki alışveriş merkezinde bulunan dev havuzdaki yarış parkuruna geçildi. İşin içine eğlence girince ve sonunda katılımcıları hediyeler bekleyince mücadeleye, hem yarışçı hem de izleyicilerin ilgisi büyük oldu. Dörder kişilik gruplar halinde yapılan ve kıyasıya geçen yarışta birinci Engin Özgen olurken, hiç yılmadan mücadele eden Dragut Sailing’in sahibi Çağdaş Duransoy da ‘en azimli yarışçı’ seçildi. Bu arada festivalin her iki günü, kahvaltıdan hemen sonra Naomi Altunsoy tarafından Yacht Club havuzunda SUP yoga seansı gerçekleştirildi.
Çocukların yüzü gülsün diye
Özellikle Türk kadın sporcuların dünya liginde ön sıralarda yer aldığı rüzgâr sörfü de festivalimizin bir parçasıydı. Biz de halen dünya sıralamasında ikinci olan milli windsurf sporcumuz Lena Erdil’le geleceğin yıldız sporcularını teşvik etmek ve heveslendirmek amacıyla windsurf öğrencilerine yönelik minik bir cup’ışma organize ettik. 9-12 ve 13+ yaş olarak iki gruba ayırdığımız cup’ışmaya ilgi bizleri bile şaşırttı. Bodrum’daki Lena Erdil, Myndos Sailing, Wind Akademi ve Fener Windsurf okullarından 9-13+ yaş toplam 16 sporcu, pazar günü aileleriyle birlikte etkinliğin düzenlendiği The Blue Point’te yerini almıştı. Onlar hazırlıklarını tamamlarken The Blue Point önündeki ponton, festivalin en coşkulu anlarına tanık oldu. Aileler, ekipman, yelkenler, board’lar pontonu kapladı. Bazıları hayatlarının ilk windsurf mücadelesini yaşayacaktı ve heyecanla denize çıkmayı bekliyorlardı. Önce Lena Erdil tüm çocukları etrafına toplayarak bir brifing düzenledi, neler yapacaklarını ve parkuru anlattı. Sonra board’lar ve yelkenler hazırlandı, sporcular teker teker denize açıldı. Bodrum’da ilk kez böyle bir organizasyon düzenlendiği için çok mutlu olduklarını söyleyen aileleri ise heyecanla kıyıdan belki de geleceğin dünya şampiyonlarını izledi. Windsurf cup’ışmasının canlı sunumunu velilerden Şennur Enginler yaptı. Günün sonunda Arda Ertaş, Ege Turan, Metehan Keskin ile Emre Lebaut, Halil Özbey, Karya Yüceer sırasıyla gruplarının en hızlıları oldu ve hediyeleri topladı. En hızlı cup’ışan altı sporcu Sailmaker’ın verdiği çantalar içinde Haute Board 200 dolar’lık SUP hediye çeki, Volvo Ocean Race şapka, Volvo Ocean Race batmaz anahtarlık, Eastmarine yelken eldiveni, D-Marin peştemal ile evlerine döndü. Minik sörfçülere hediyelerini Naviga dergisi kurucularından Erol Kepenek verdi.